15 Haziran 2015 Pazartesi

Mutlu Pazarlar

Yoğun geçen bir Pazar gününün ardından anneme kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum :)
Kocaman, çoluklu çocuklu kadın olsam da annemin, babamın gelişi hep mutlu eder beni. Hiç gitmesinler isterim..
Sabah oğlum bana torpil geçti ve uyumama izin verdi, bütün haftanın yorgunluğu attım resmen üstümden 1 saat fazla uyuyarak. O da uykusunu almıştı, keyfi yerindeydi bütün gün.
İş yerinden arkadaşım Özge'nin kızı Deniz Ada'nın doğum gününe gittik. Pek çirkin oldu oğlum, nazar değmesin. Sıcak kanlı da kendisi, herkeslere mavi boncuk dağıttı. Gelip gelip sevdiler oğlumu, kuzum benim..
Deniz kuzusunun kostümüne bayıldım, süslü kokoş(hiç annesi gibi değil :)) Annesiyle boyadılar da suratlarını, tam oldular :) Eğlencemizin fotoğrafları aşağıda :)
Mutlu yaşların olsun Deniz kızı, yüzün hep gülsün..


Süper Barbie Deniz Ada

Çılgın annesiye :) 

Benim minik kuzucuğum da mükemmel karışımlı çorbasını içti orda, zaten hiç bir şeyin tadını bilmediğinden problem yok onun için. Yalnızca dondurma yendiğinde çok baktı ve hareketleriyle oraya gitmek istediğini belirtti, hemen oyalayacak şeyler bulmaya çalıştık tabi. Bi ara pipetle oynayıp onu yemeğe çalıştı :)           


Etraftaki kızları göz hapsine aldı şimdiden, güzelden anlıyor çapkın :)

Oradan çıkışta Buyaka Avm'ye gittik, hem bir şeyler yiyelim hem de anneannemizi bekleyelim diye. Bizimki yine sevgi pıtırcığı, herkese gülücükler dağıtıp durdu. Bir çocuğu sevip ona bir adım atarsan o sana koşarak gelir, doğru bir şey bu.. Kim severse ona gidiyor Doruk, hiç boş çevirmez sevgi taleplerini. Hep dua etmişimdir yabancı bilmesin, kaçmasın insanlardan diye, kabul oldu sanırım duam..
Saatlerce dışarıda durduğu için çok huysuzlandı akşam üstü miniğim. Evdeki rahatını istedi, emekleyecek çitlere tutunup tutunup yürüyecek. Kucakta, bebek arabasında, oto koltuğunda fenalık geldi ciyaklamaya başladı en sonunda. Neyse ki anneannemize kavuştuk da ona numaralarını göstermeye başladı :)
Zavallı annem gelir gelmez ütülere boğuldu tabi, yapma etme ben halledeceğim desem de dinlemedi, sen dinlen biraz dedi.. Ana yüreği işte, o bana kıyamıyor ben de ona..
İyi ki varsın annem..


Bizim gibi alerjik 2 çocuk daha vardı doğum gününde, yalnız değildik. Büyük olan çilekle savaş yaşamış, ilk yediğinde mosmor olmuş acile zor atmışlar kendilerini. Annesi seni kimse anlamayacak, abartıyorsun dicekler ama ben seni anlıyorum dedi. Gerçekten bir alerjilinin halinden diğer alerjili anlıyor..
Bizden 1 ay olan küçük olan bebişte de yumurta alerjisi varmış :(
Büyük çocuklarda alerji hikayesi duyunca geçeceğine dair umutlarım azalıyor ama inanıyorum ki geç de olsa bitecek bu savaş ve biz kazanacağız..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder