10 Temmuz 2015 Cuma

Minnak Bir Çocukla Yolculuk

Minnak bir çocukla yolculuk yapmanın bir çok düşünecek yanı olabiliyor. Terlemesi, emzirmesi, maması, çişi, kakası.. Çok şükür ki arabanın camları ekstra ekstra filmli de hiç sıkıntı yaşamadım emzirme konusunda. Şu emzirme önlükleri bizim için tam bir kabus, afakanlar basıyo daral geliyo içimize :) Çiş konusunu belli bir yere kadar tolere edebiliyorsun da kaka yaptı mı eyvah eyvah.. Yolculukta hemen en yakın OPET'i bulmaya çalışıyoruz çünkü yalnızca OPET'lerde bebek bakım üniteleri var. İyi ki var.. Arabada olmuyor zira kan ter içinde kalıyorum debelenirken.

Doruk 5,5 aylıkken 1 ay süre ile Çanakkale'ye annemlerin yanına gitmiştim, hem hava değişimi olsun hem Doruk'u görmek isteyenler vardı büyük anneannemiz büyük dedemiz.. Doruk'la gezmedik ne çarşı ne pazar bırakmadık, her yerin altını üstüne getirdik ana oğul.. Yıllardır görmediğim arkadaşlarım Müge ve Seda ile buluşacaktım, Cafe Du Port diye bir yerde buluştuk, içeri girdiğimde hemen mama sandalyesi teklif ettiler çok şaşırdım. Burda bi kafeye gideceksin, mama sandalyesi için kendini paralayacaksın, debeleneceksin debeleneceksin ohooooo.. Gitmen yaklaşıyor yani.. Oturduk ettik güldük eğlendik, çalışanlar geldi Doruk'u sevdi, çok güzel vakit geçirdik.. Kafenin bir güzelliği üstünün otel olması. Doruk'un üstünü değiştireceğim, Çiğdem(kafenin sahibi, daha yeni tanışmıştık kendisiyle) bana sırf bu işlem için oda açmayı teklif etti, hayır canım saçmalama olur mu öyle şey hemen şurda giydiririm ben onu dediğimde ısrarla bizi odaya çıkarttı. Çanakkale insanının sıcaklığı işte, seviyorum ben memleketimi.. Yine olsa yine giderim oraya.. Herkese de tavsiye ederim, Çanakkale rıhtımda Cafe Du Port, mimarisi ve dekorasyonu ayrı güzel, manzarası ayrı güzel, çalışanların samimiyeti ayrı..

Şimdi Doruk'la yolculuk yapmak bambaşka bir boyuta taşındı. Paşamın farkındalığı arttığı için avm ve benzin istasyonlarındaki bebek bakım ünitelerinde alt değişim işlemi yapamıyoruz. Doktora geldiğimizi düşünüyor :( Sanırım onda sedyeye yattı hissi uyandırıyor ve işlem başarısızlıkla sonuçlanıyor maalesef. Öyle dışardan eve çok döndük her an patlamaya hazır bir bezle.. Ha evde bu alt açıp kapama konusunda ne kadar başarılıyız o ayrı, adam altı açıldığı anda bir daha kapattırmamak üzere fırlayıp gidiyor, değil 2, 3 kişi zor zapt ediyoruz ama yapacak bir şey yok.. Bir de siz siz olun bez markanızı değiştirmeyin. Öyle bir hata yaptık, kuzum pişti. Önce anlamadık yeni verdiğimiz gıdalardan sandık, onları kesip pişme olayı devam edince aha dedik bezden bu.. Hemen eski beze dönüş tabi.. Neyse ki normale döndü miniğim.. Bezi kokuyodu, değiştirme sebebim buydu. Ama ne demişler; akar, kokar tok tutar. Varmış bi bildikleri :)
Alerjisi sebebiyle de ekstra terleyen bir bünyeye sahip kendisi. Bir tek bodyle bindiriyorum arabaya ama varış noktasına geldiğimizde terden sırılsıklam olmuş oluyor. Çözümü eski usulde buldum, sırtına bi mendil, inerken hop çekiveriyorum arkasından. Çok çok terlemişse yine bir üst baş değişimi, yine bir kabus.. Neden bir çocuk sevmez ki giyinmeyi, neden hep çıplak kalmak ister ki yahu :) Neyse ki yaz ayındayız, popişkosu bezsiz, üstü başı çıplak durabilir sahil boylarında, kafada şapka olması şartıyla tabii :)

*Canım oğlum, anneannen havuç denemeye başladı ve çok şükür tepki vermemişsin.. Menümüze bir besin daha katıldı..
Yarın kavuşacağız inşallah, çok özledim seni mis kokulum..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder